Louis Vuitton, Design Miami.Paris 2024 için Louis Vuitton “Objets Nomades” koleksiyonunu ve Maison’un Estúdio Campana ile uzun süredir devam eden iş birliğini kutlamak üzere eşsiz bir sergi sunuyor.

Louis Vuitton’un “Objets Nomades” koleksiyonunun en ikonik parçalarından olan “Cocoon” sandalyeden “Maracatu” asılı dolaba kadar birçok tasarımın ardındaki yaratıcı güç Estúdio Campana, 2024’te 40. yılını kutluyor. 2012’den beri Louis Vuitton’un daimi iş birliği ortağı olan stüdyo, tasarımlarıyla adeta bir yolculuk sunuyor. Bu özel dönüm noktasında, Design Miami.Paris 2024’ün resmi partneri olan Louis Vuitton, LV Dream alanında olağanüstü bir sergiye ev sahipliği yapıyor. İki ana tema etrafında şekillenen bu sergi, hem Estúdio Campana’nın benzersiz çalışmalarını onurlandırıyor hem de bir Louis Vuitton dairesinin zarafetini gözler önüne seriyor. Maison’un köklü tasarım geleneğini ve yaratıcı dehasını yansıtan bu sergi, Louis Vuitton “Objets Nomades” koleksiyonunun ruhunu bir kez daha keşfetme fırsatı sunuyor. 2012 yılından bu yana seyahatten ilham alan bu cesur ve modern tasarımlar, dünyanın en ünlü uluslararası tasarımcılarıyla yapılan iş birlikleri sonucunda hayat buluyor.

Estúdio Campana’nın Kutlaması


Serginin zemin katında, Estúdio Campana tarafından tasarlanan “Objets Nomades” parçaları tüm şiirselliğiyle ön plana çıkarılıyor. Humberto Campana, Louis Vuitton ile iş birliği yapmayı ilk kez konuşurken bu ikonik sandıklardan ne kadar etkilendiğini hatırlıyor: “1850’lerde yaratılan Louis Vuitton’un ilk sandıklarından birini incelerken, yenilikçilik, kalite ve yaratıcılık açısından eserlerimle hemen paralellikler kurdum,” diye açıklıyor Brezilyalı tasarımcı. Campana, “Louis Vuitton sadece bir sandık tasarlamadı, o objeyi yeniden icat etti; üst ve alt kısmı düz olacak şekilde tasarlayarak yerleştirmeyi ve taşımayı kolaylaştırdı. Onun bu cesur yaklaşımını derin bir şekilde benimsiyorum: Bilinenin dışına çıkma, konfor alanını terk etme kararlılığı.” sözleriyle Maison’un sandıklarına duyduğu hayranlığı dile getiriyor.

Renklerin ustaca kullanımı, ince malzemelerin seçimi ve yüksek zanaatkarlık, Estúdio Campana’nın Louis Vuitton mirasından ilham alan her bir “Objet Nomade” ın sanatsal güzelliğini ortaya çıkarıyor. Humberto Campana “1896 tarihli monogram deseni, Viktorya döneminin Oryantalist tasarımlarından esinlenilen dört yapraklı çiçekler ve çiçek motifleri, dahi bizim kendi tasarımlarımızda kültürel çeşitliliğe olan ilgimizi yansıtıyor.” sözleriyle ifade ediyor. Sergide doğal olarak bulutlardan esinlenen kabarık şekillere sahip Bomboca (2017), ilginç ve büyüleyici tropikal bir çiçeği andıran Bulbo Chair (2019), dönen deri yapraklarıyla Merengue seats (2022) ve Campana kardeşlerin 2012 yılında Louis Vuitton “Objets Nomades” koleksiyonuna ilk katkıları olan serbest asılı “Maracatu” dolabı yer alıyor. Kuzeydoğu Brezilya’nın halk kostümlerinden ilham alan bu gezici seyahat dolabı, çok renkli deri şeritlerle kaplanıyor. Sergide ayrıca, Fernando ve Humberto Campana’nın 1984 yılında São Paulo’da stüdyoyu kurduklarından bu yana hayatlarını ve çalışmalarını izleyen We The Others (2024) adlı film de gösteriliyor. Tasarım dünyasında kendilerine isim yapmalarını sağlayan bu vizyoner yaratıcılık, büyük ölçüde geleneksel Brezilya kültüründen ilham alıyor.

Cocoon Couture

Bu özel organizasyon için, Humberto Campana, Louis Vuitton “Objets Nomades” koleksiyonunun ikonik parçalarından olan 2015 yapımı “Cocoon” sandalyesini Brezilya folklorundaki mitolojik figürlerden esinlenerek yeniden ele alıyor ve haute couture zanaatkarlarıyla birlikte altı farklı model yaratıyor. “Cocoon”, karasal dünyadan su altına, doğal yaşam alanlarından bu alanlarda yaşayan hayvanlara kadar geniş bir yelpazede ilhamını alarak göz kamaştırıcı bir zarafetle donatılıyor. Cocoon Couture, her zamankinden daha fazla yaratıcı tasarım ile kusursuz yüksek zanaatkarlığın birleşimini ifade ediyor. Humberto Campana bu tasarımlarında, Brezilya mitolojisinin mistisizmini çağrıştırarak, adeta uçmaya hazırlanan bir yuva gibi havada süzülen bu kozanın, ülkesinin efsanelerinin zenginliğini ve çeşitliliğini yansıttığını belirtiyor.

Bu olağanüstü yeni parçaları hayata geçirmek için, Humberto Campana moda dünyasının en prestijli sanat atölyeleriyle iş birliği yapıyor. Deri pullar, tüyler, boncuklar ve altın işlemeler gibi gösterişli malzemelerle her bir parça, çarpıcı dokularla süslenerek adeta birer sanat eseri haline getiriliyor.

Bu eşsiz koleksiyonun öne çıkan modellerinden Jaci, 11.000’den fazla pirinç çivi ve bakır halkalarla süslenmiş durumda. Cocoon Couture Matinta, Brezilya’nın kuzey folklorundaki gizemli bir figürden esinlenerek, gece kuşuna dönüşen bir varlığı temsil ediyor. Bu büyüleyici parça, mavi ve siyah tonlarındaki tüylerle kaplanmış olup, her bir tüy tek tek seçilerek elde kesilip, katmanlar halinde yerleştiriliyor. Bu görkemli tasarım, Lemarié atölyesi tarafından hayata geçiriliyor.

Cocoon Couture Curupira, Brezilya yağmur ormanlarının efsanevi koruyucusuna ithafen adlandırılmış olup, altı zanaatkar tarafından dört haftadan uzun sürede tamamlanıyor. Her bir mine taşı elle işlenmiş ve 40.000’den fazla pul, Hint kroşesiyle özenle yerleştiriliyor. Cocoon Couture Iara, suların mitolojik anası olan figürü temsil ediyor ve 4.000’den fazla cam tüp ile işlenmiş bir jakar desenine sahip, bu parça 274 saatten fazla süren bir çalışmayla tamamlanıyor.

Cocoon Couture Boiuna, Amazon nehirlerinde yaşadığına inanılan efsanevi bir yılanı tasvir ediyor. Bu olağanüstü eser, on zanaatkarın eşsiz çalışması ile hayat buluyor; elle kesilen deri pulların her biri renk değiştiriyor görüntüsü vererek özenle yerleştiriliyor. Bu üç versiyon Amal atölyesi tarafından üretiliyor.

Son olarak, Cocoon Couture Boto, gece karanlığında nehrin kenarında şekil değiştiren Amazon efsanesindeki bir yaratık olan Boto’dan ilham alıyor. Jean-François Lesage tarafından Hindistan’da kurulan nakış atölyesi Vastrakala, bu kürk kılıfı metalik altın külçe işlemelerle süslüyor.

Bu olağanüstü zanaatkârlar, hem geleneksel hem de yenilikçi tekniklerde ustalaşmış ve Humberto Campana’nın vizyonunu hayata geçiriyor. Her bir “Cocoon” sandalyesini yalnızca mükemmellikle değil, aynı zamanda rüya gibi ve duyusal bir deneyimle buluşturarak başlı başına bir efsane olarak tasarlıyorlar. “Bu 2024 edisyonu, Cocoon’un dönüşümünü ortaya koyuyor, ona kendini yeniden keşfetme fırsatı veriyor,” diyor Humberto Campana. Duygularını “Bu parça, bir hayvana, bitkiye ya da bir mücevhere dönüşebilir. Bana göre, Estúdio Campana’nın 40. yılını kutlayan ve yenilenme mesajını taşıyan çok anlamlı bir eser.” sözleriyle de ifade ediyor.

Cabinet Kaléidoscope


Sergide yer alan yeni “Kaléidoscope” dolabı, 200 saatlik bir el işçiliği süreciyle özenle düzenlenmiş 500’den fazla renkli deri parçasından oluşuyor ve “trompe l’œil” etkisi yaratan bu sanat eseri ilk kez sergileniyor. Bu büyüleyici obje, gizlenmiş kollarıyla açıldığında, içinde değerli deriyle kaplanmış saklama alanları ve raflar ortaya çıkıyor. Louis Vuitton’un tarihi sandıkları ve masalarında olduğu gibi, bu dolap da saklı hazineler barındırıyor.

Humberto Campana’nın katkılarıyla, bu hipnotik obje, sandığın ruhunu ve çağrıştırdığı hayal dünyasını gözler önüne seriyor: “Bir anlamda, çalışmalarımız farklı kültürler aracılığıyla bir yolculuğu yansıtıyor, Louis Vuitton’un 19. yüzyıldaki eserlerinde olduğu gibi,” diye açıklıyor tasarımcı. “Bu objelerde yakalanan anıları ve duyguları gezip keşfetmek gibi, böylece onlar bizim sevgimizin taşıyıcıları olarak bir nesilden diğerine aktarılabilir hale geliyorlar. Bu nedenle, her Louis Vuitton imzalı parçanın bir aile yadigârı gibi görünmesi şaşırtıcı değil. İşte bu hisse ulaşmayı amaçlıyoruz.”

Sadece sekiz adet üretilen bu zarif ve görkemli “Cabinet Kaléidoscope”, derinin sonsuz olasılıklarını keşfe çıkarıyor. 

Louis Vuitton dairesi

Sergi, Louis Vuitton’un imza niteliğindeki iç mekanlarını sergileyen bir bölümle devam ediyor ve özellikle yeni sofra sanatları koleksiyonlarına vurgu yaparak Maison’un stiline uygun eksiksiz bir atmosfer oluşturuyor.

İlk odada, Franck Chou’nun zarif ve akıcı hatlara sahip, inovatif “Signature” kanepe ve koltukları karşılıyor. Bir sonraki bölümde, Raw Edges imzalı yumuşak kadife ve deri kombinasyonuyla tasarlanan “Binda” koltukları, Zanellato/Borlotto tarafından yaratılan şık “Basket” sehpalarla çevreleniyor. Oyun masaları ve seçkin spor objeleri, Louis Vuitton’un yaşam sanatındaki sofistike ve eğlenceli ruhu mükemmel bir şekilde tamamlıyor. Her köşe, özenle yerleştirilmiş sandıklar, zarif kumaşlar, lüks yastıklar, seçkin kitaplar ve sanatsal vazolarla zenginleştirilerek, her detaya ince bir dokunuş ekleniyor.

Yemek masalarını, Louis Vuitton’un yeni sofra takımları süslüyor. “Constellation” sofra takımı, ikonik monogram desenine atıfta bulunan eğlenceli ve sanatsal bir dokunuş katarken, kısa süre önce Vaux-le-Vicomte’da tanıtılan ışıltılı “trompe l’œil” etkisine sahip resmi “Splendor” sofra takımı, Louis Vuitton’un tarihi sandıklarında kullanılan çivilerden ilham alınarak tasarlanan “Rivet” çatal bıçak takımı ile bir araya geliyor. Ayrıca, Murano’da el yapımı olarak üretilen “Twist” bardaklar ve “Flower” sürahiler, bu sofistike sofra düzenlemesinin zarif detaylarını tamamlıyor. 

Louis Vuitton yüksek zanaatkarlığının zirvesi olan sandıkları, her alanda doğal olarak yer buluyor ve bu seçkide “Thé” ve “Café” sandıkları öne çıkıyor. Yatak odası bölümünde ise Raw Edges imzalı “Dolls” sandalyesi, Bell Edward Barber ve Jay Osgerby tarafından tasarlanan zarif bir “Bell” aydınlatması, “Coiffeuse” makyaj sandığı ve “Bed Trunk” ile sergileniyor.

Her mekan, Louis Vuitton’un tarihinde tasarımın her zaman önemli bir yer tuttuğunu ve özel tasarımı onurlandırdığını hatırlatıyor. Bu özel tasarımların her biri, seyahat ederken ev konforunu beraberinde taşıma arzusuna dayanıyor. Daha 1885 yılında Louis Vuitton, kaşif Pierre Savorgnan de Brazza için “Bed Trunk” ı icat etti. 1930’da ise Georges-Louis Vuitton, orkestra şefi Leopold Stokowski için bir masa sandığı tasarladı.

Seyahat sanatından hayal etme sanatına kadar, yalnızca Design Miami.Paris 2024 için tasarlanan bu sergi, Louis Vuitton’un yaşam sanatına tam anlamıyla bir yolculuk sunuyor ve ziyaretçileri bu eşsiz yaşam tarzıyla bütünleşmeye davet ediyor.

Pratik bilgiler:


Louis Vuitton Objets Nomades sergisi, Design Miami kapsamında LV Dream’de, Paris’te 16-20 Ekim 2024 tarihleri arasında saat 11:00 ile 20:00 arasında düzenlenecektir.

Yorum bırakın