‘’Mozaikler şehri Antakya’’ Mücevherle Buluşuyor!

“Tak Sana Yakışanı” mottosuyla iletişimini sürdüren ve takılarına bir mücevherden öte ilham veren hikayeleri de taşıyan Atasay, bu kapsamda Anadolu’da izini sürdüğü hikayelere “Myras Mozaikler Şehri Antakya” Koleksiyonu’nu ekledi. Tarihi yaşatma ve gelecek nesillere aktarma misyonuyla, Anadolu topraklarının tarihi ve kültürel değerlerini mücevhere dönüştüren Atasay, Antakya’nın tarihi ve kültürel değerlerin “Myras Mozaikler Şehri Antakya” Koleksiyonu’nda bir araya getiriyor. 

“Myras Mozaikler Şehri Antakya’’ Koleksiyonu’nda, Hatay Arkeoloji Müzesi’ndeki eşsiz eserler ve yörenin tarihi kültürü, Atasay’ın artizan dokunuşlarıyla mücevher formunda sonsuzlaşıyor. 

Atasay’ın ödüllü tasarımcıları Arkeolog Editör Nezih Başgelen ile şehrin tarihini derinlemesine incelemesi ve moda konsept danışmanı Özlem Süer’in dünya modası, grafik ve renk bilgileri ile birlikte uzun süre çalışması sonucu hayat bulan “Myras Mozaikler Şehri Antakya” Koleksiyonu, Antakya’nın yansıması olan tüm değerleri içeriyor. Geleneksel Antakya evlerinin kapı kulplarına işlenen ve yaşamın sonsuzluğu anlamına gelen hayat ağacı figürleri, Anadolu’da hüznü sembolize eden ters lale motifleri, Antakya’nın kent simgesi zambak çiçeği ve kem göz mozaiği, Atasay’ın “Myras Mozaikler Şehri Antakya” Koleksiyonu’nda buluşarak hem hikayesi hem de tasarımlarıyla dünya kadınlarına kültürel modayı sunuyor.

Kemgöz Mozaiğinden İlham Alan Kaicy Kolyesi “Ne düşünüyorsanız Size de” Diyor!

Türkiye’nin birinci, dünyanın ise ikinci büyük mozaik müzesi olan Hatay Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen MS 3. Yüzyılda yapılmış olan Kemgöz mozaiğinden esinlenilen Kaicy kolyesinin felsefi boyutu dikkat çekici.

Kötülüğü uzak tutma amacıyla hazırlanan mozaikte, mızrakla delinen ve etrafı hayvanlarla sarılan bir göz resmediliyor. Mozaikte Antik Çağ’da olduğu gibi günümüzde de yaygın olan ‘’nazar’’ konusu işleniyor. 

Günümüzün mücevher stillerinde öne çıkan madalyon formunun zincirli kolyeyle buluştuğu tasarıma ait madalyonun içinde mozaik dokulu bir göz yer alıyor. Gözün etrafı aynı mozaiğin çerçevesindeki gibi dalga formlarıyla çevrili. Kolyenin zincirinde ise mozaiğin üzerinde de görülen Yunanca’da ‘’Size de’’ anlamına gelen Kaicy yazısı bulunuyor. 

Marka, koleksiyonda antik çağda mozaiklerin, kişilerin diğer insanlar etkileşimde oldukları toplu kullanım alanlarında koruma amaçlı olarak kullanılmasından ilham alıyor. “Myras Mozaikler Şehri Antakya” Koleksiyonu’nda yer alan Kaicy kolyesiyle Atasay, bakan herkese duygu ve enerjiyi geri gönderen tılsımlı bir mücevherin yanı sıra, yaşayan bir Anadolu takısı olarak da dünyaya Anadolu değerlerini anlatacağı bir tarihi değere imza atıyor.

Atasay markasının CEO’su Atasay Kamer; “Atasay olarak kurulduğu ilk günden bugüne çok farklı, yenilikçi ve anlamlı projelere imza attık. Dededen toruna tam 4 nesildir bu projeleri sadece ticari hedeflerle değil, bulunduğumuz toplumun kültürünü, tarihini ve değerlerini gelecek nesillere aktarma misyonuyla yürütüyoruz. Bugün de bu misyon doğrultusunda,“Myras Mozaikler Şehri Antakya” Koleksiyonu’nu paylaşmanın gururunu yaşıyoruz” 

“Tarihi yaşatmak ve aktarma misyonumuzla ilgili çalışmalara başlamamız 20 yıl kadar öncesine dayanıyor. Bu anlamda attığımız ilk küresel adım ise, 2004 yılında yayınlanan Yaşayan Anadolu Takıları isimli ansiklopedik yayın ve 2005 yılında New York Metropolitan Müzesi’nde gerçekleşen ‘’Yaşayan Anadolu Takıları’’ defilesidir. Bu defilede Türkiye’nin 22 farklı şehrinden, bu coğrafyanın imzası haline gelmiş mücevher tekniklerinin ustalarının önderlik ettiği, Atasay tasarım ekibinin çağdaş yorum eklediği ve Atasay’ın mücevher ustalarının ellerinde şekillenen koleksiyonu New York cemiyeti ve dünya çapında moda tasarımcılarının da içinde olduğu çok önemli bir topluluk tarafından izlendi.

Bu koleksiyonun dünya çapında gördüğü inanılmaz ilgi çalışmalarımızı devam ettirme kararımızda önemli rol oynadı. Devam ettirme noktasında tasarımlarımızda önceliğimiz Anadolu coğrafyasında yaşayan medeniyetlerin yanı sıra, yörelerin yansıması olan kilimlerden tavan süslemelerine kadar birçok yerleşik desen ve inançlardan ilham aldık. 2012 yılında Göbeklitepe’nin fark edilmesiyle devam eden yolculuğumuzun, bugün sizlerle bir başka durağı olan Antakya’dayız… Biz Atasay olarak, medeniyetlerin ve dinlerin başlangıcı kabul edilen bu özel ve her yönüyle anlamlı şehrin, bütün kültürel değerlerini Türkiye’ye ve dünyaya anlatmayı görev edindik.Bu yolculuğumuz, Anadolu’nun tüm şehirlerinin kültürel ve tarihi değerlerini dünyaya anlatmak ile devam edecek. Amacımız, Batı medeniyetinin temelinin Anadolu Uygarlığı olduğunu, tasarımlarımız aracılığıyla tüm dünyaya hissettiren bir marka haline gelmek…” dedi.