Türk sanatçı Ahmet Yiğider, Moskova üzerinden dünyaya açılacak
Disiplinler arası sanatçı Ahmet Yiğider, “Intellect / Kafa” sergisi ile Moskova üzerinden dünyaya açılıyor. Sanatçının 4 yıldan bu yana atölyesinde ürettiği eserlerden oluşan “Intellect / Kafa” sergisi, Rusya’nın en prestijli çağdaş sanat galerinden Moskova Gallery Fine Art’ta Türkiye’yi temsil edecek. 8 Nisan’da açılışı yapılacak ve bir ay boyunca ziyarete açık kalacak sergi, sanatçının heykel sanatında sınırları aşan yaklaşımını dünyaya ilan edecek.

Sanat, tasarım, mühendislik ve koku gibi duyusal alanları merkeze alarak gerçekleştirdiği disiplinler arası çalışmalarıyla sanat tekniğinde sınırları aşan bir yaklaşım sergileyen disiplinler arası sanatçı Ahmet Yiğider, “Intellect / Kafa” sergisi ile ülke sınırlarını aşıyor. Sanatçının 2017 yılından bugüne kadar üretmiş olduğu 15 eserden oluşan sergisi, Rusya’nın en prestijli çağdaş sanat galerinden Moskova Gallery Fine Art’ta dünya heykel severleriyle buluşturulacak.
İnsanın gelişimine farklı bir bakış
“Intellect / Kafa” sergisindeki eserler, farklı üretim evrelerini kapsayan iki grupta inceleniyor. Sergiye ismini veren ilk seri, insanoğlunun gelişimine tarih ve zaman faktörünü de dahil ederek farklı açılardan bakıyor. Bugün ulaşmış olduğu bilgi ile insanoğlunun, maddeye daha çok hükmetme, makro ve mikro evreni daha iyi kavrayabilme noktasında büyük mesafe kat etmiş olmasına rağmen; temsil ettiği farkındalık, düşünme, sorumluluk ve erdem seviyelerinin büyük bir utanç vesilesi olarak sorgulanabileceğine dikkat çekiyor.

Doğadaki karmaşık formlardan düşünce anomalisine…
İlk evrede yer alan heykeller, sanatçının doğada aradığı karmaşık ve düzensiz formlardan izole ettiği, özellikle ölü ağaç kütlelerinden kopardığı boğumlar üzerinde yaptığı biçimsel müdahaleler, pastoral ve ilişkisel deneylerle şekillendi. Bunlar kavramsal ve içerik olarak yeni bir arayış barındırsa da teknik ve stil açısından sanatçının “evren ve makro hareket” temalı çalışmalarının devamı olarak kabul ediliyor.
İnsanın var olma çabası
Projenin ikinci evresindeki heykeller ise sanatçının “Detraktif Anatomiler” olarak tanımladığı yeni bir anatomi anlayışını ortaya koyuyor. Bu evre, insanın var olma çabasını ve anatomisini tek bir kavramsal ve biçimsel dilde kaynaştırma arayışından yola çıkıyor. Soyutlama veya salt yalınlaştırma yaklaşımından farklı olarak anatomik çizgileri temel ve genel geçer ayırıcı unsurların birçoğundan arındırma, var oluşunun en dip noktasına ulaşma, bu nokta üzerinden yaratılan negatif alanlarda görme ve düşünme uzuvlarını kutsayan yeni imgeleri arama arzusunu ifade ediyor.
